Tarih/Sanat/Kültür/Bilim/Kişisel Blog

2 Haziran 2020 Salı

Amazon Kadınları

Amazonlar, sadece kadınlardan oluşan bir topluluktur. Dünya üzerinde birçok bölgede yaşamıştır. Bu bölgelerden dikkat çekenleri ise orta Asya ve Anadolu topraklarıdır. M.Ö sekizinci yüzyıl şairi Homer, Amazon Kadınlarından bahseden ilk kişidir. Amazon kelimesi, memesiz anlamına gelmektedir. Bu anlam en çok kabul görendir. Bir inanışa göre yay ve mızrakları daha rahat kullanabilmek için sağ göğüslerini yaktıkları yada kestikleri söylense de, bulunan sanat eserlerinde iki memeleri de mevcut olarak resmedilmiştir. Orta Asya hikayelerine göre İskit ve Sakalardan geldikleri, İskitli kadın savaşçılarının Amazon kadınları olduğu söylenir. Dönemin göçleri sırasında Anadolu topraklarına gelerek Karadeniz bölgesinde yaşadıkları düşünülmektedir. Pausanias gibi önemli tarihçilere göre, Temiskira yani Samsun’un Terme ilçesini Amazon Kadınlarının anayurdu, başkenti olarak ifade eder.

Amazonlar hakkındaki bilgilerin çoğu Yunan kaynaklarında geçmektedir. Yaşadıklarını gösteren bulgular ise, Anadolu topraklarında, Karadeniz bölgesinde araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Halikarnas Balıkçısı, Anadolu Efsaneleri kitabında Amazon kadınları su şekilde anlatılmıştır; Bir gün Amazon erkekleri Zeus’la ilgili bir hikaye duyarak ‘’Biz babayız, asıl tohum bizde, kadınlar tarladan ibaret’’ diyerek başkaldırışlarını ifade etmiştir. Egemenliklerinden vazgeçmek istemeyen Amazon kadınları, bir kurultay yaparak başkaldırıyı bastırmaya karar verirler, Ergenliğe ulaşmış erkekleri kılıçtan geçirip, üreme organlarını keserek ana Tanrıçaya sunarlar. Bugünkü sünnet bu dinsel olayın ardından hafifleştirilerek günümüze kadar gelmiştir. Müslüman olmayan toplumlarda dahi kadın ve erkek sünnetlerinin yapıldığını bilmekteyiz. Afrika kabilelerinde bunların birçok örneği varken Amazon kadınlarının bahsedilen hikayesi bunu açıklar nitelikte. Tekrar Halikarnas Balıkçısı, Anadolu Efsaneleri kitabına dönecek olursak ‘’Amazonlar, erkek çocukları öldürmemiş, ilerleyen zamanlarda başkaldırmasınlar diye kol ve bacaklarını kırmışlardır. Erkeklere yün eğirmeyi, yemek pişirmeyi ve ev işlerini öğretmişlerdir. Ama çok geçmeden kolu kanadı kırık, yamrı yumru erkeklerden de hoşlanmaz olmuşlar. O zaman komşularıyla savaşta tutsak ettikleri erkekleri bir süre kullandıktan sonra öldürmeyi âdet edinmişler. Ama bu da hoşlarına gitmemiş. Komşu kabilelerle bir anlaşma yapmışlar. Her ilkbaharda tarlalar sürülüp tohumlar saçıldıktan sonra Amazonlar, komşu kabilelerin delikanlılarını sınır boyunca davet ederlermiş. Ekinler bereketli olsun diye sürülmüş toprağın saban izleri üzerinde erkeklere kavuşurlarmış. Amazonlar doğan çocukların kızlarını alıkoyar, erkek çocukları ise komşu kabilelere verirlermiş.”


Yunan Kaynaklarına Göre Amazon Kadınları

Amazon kadınları hakkındaki en ayrıntılı araştırma Yunan Şairleri tarafından yapılmıştır. Homer, Amazonları anlamı belirsiz bir terim olan ‘’antianeirai’’ olarak bahsetti. Yunan kaynaklarında Amazonların Pontus bölgesinde yani Türkiye sınırları içinde bulunan Karadeniz kıyısında yaşadıklarından bahsedilmiştir. Bu bölgede Kraliçeleri Hippilyta önderliğinde bağımsız bir krallık kurarlar. Bununla birlikte Ephesus, Sinope, Paphos ve Smyrna kentlerini de kurdukları söylenir. Tarih sayfasında birçok kez karşımıza çıkan Herodot, Amazonları erkekleri öldüren anlamına gelen ‘’androktones’’ olarak tanımlamıştır. Amazon bölgesinde erkekler yaşamazdı. Komşu kabile olan Gargareanları yılda bir kez ziyaret eden Amazon kadınları, doğan çocuklardan erkek olanları babalarına verir yada öldürür, kız olanları büyüterek tarım, avcılık ve savaşçılık gibi alanlarda yetiştirirlerdi. Yunan medeniyeti ile birçok kez savaşan Amazon kadınlarının, Yunanistan’ın Teselya, Chaeronea, Megara, Atina, Halkis şehirlerinde anıt mezar ve heykeller bulunmuştur. İzmir ilinin Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kent’te Yunan bakirelerinin yılda bir kez Amazon kadınlarına ithafen silahlar kuşanarak özel bir dans sergilediği anlatılanlar arasındadır.

Dede Korkut’a Göre Amazon Kadınları

Dede Korkut hikayelerinde Amazon kadınları ‘’Alp Kızları’’ ismi ile geçmektedir. Azerbaycan da yaşadıkları yada bulundukları iddialar arasında yer alır. Orta Asya Medeniyeti olan ve Türk oldukları söylenen İskit dilinde de ‘’oiorpata’’ denmektedir.

Türkiye’nin İzmir, Şanlıurfa gibi şehirlerinde Amazonların resmedildiği kabartmalar bulunmuştur. Samsun da mağara Terme de ise Amazonları anlatan heykeller mevcuttur. Herodot’a göre Giresun kalesinde ve Giresun Adasında Amazonların yaşadığını da İddia etmiştir.

Herodot sonrası Amazon kadınlarının izleri silinmeye başlamışken, 1990'ların başlarında ortak bir ABD-Rus arkeolog ekibinin Kurgan olarak bilinen yaklaşık 2.500 yıllık mezar höyüklerini kazarken olağanüstü bir keşif yaptı. Ural Dağları’nın güney ucundaki Pokrovka tarım sahasında Yablonski’yle konargöçer yaşamının peşindelerdi. Sauromatians ve onların torunları Sarmatians'a ait 150'den fazla mezarı gün yüzüne çıkardılar. Bu mezarlarda, Silahlarıyla gömülmüş savaşçı kadınlar bulundu. Tarife göre kadınlarda, sol tarafında bir demir hançer ve sağında 40 bronz uçlu ok vardı. Başka bir kadının iskeleti gömülü halde bulundu ve bükülmüş bir ok ucuna sahipti. Arkeologları şaşırtan sadece yaraların ve hançerlerin varlığı da değildi. Silah taşıyan kadınların boylarının bir hayli uzun olduğunu fark ettiler. Kadınların Amazonlar olduğu düşünülmekte.

Amazon Kadınları Türk mü? 

Tarihi kaynaklar haricinde kendi yorumumdan bahsetmek istiyorum. İskit bölgesinden geldiği iddia edilen, Kazakistan da kazı çalışmalarında bulgularına rastlanan, Dede Korkut’a göre Azerbaycan da yaşayan, Herodot’a göre Giresun kalesi ve Giresun Adasında yaşadığı söylenen, Halikarnas Balıkçısı, ‘Anadolu Efsaneleri’ kitabında İzmir, Şanlıurfa gibi şehirlerde yaşayıp Samsun, Ordu, Giresun Bölgesine yerleşen ve aklıma şu anda gelmeyen birçok bulguya söylentiye göre Amazon Kadınlarının Türk olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum.

Türk tarihinde göç çok önemli bir rol oynar. Türk tarihine ciddi anlamda katkıları vardır. Düşünüldüğünde Amazonların, Orta Asya İskit topraklarından savaş, ganimet yada o toprakların zorluklarından dolayı Mogolistan, Kazakistan, Azerbaycan topraklarında geçerek Şanlıurfa’ya kadar ulaştıkları ardından ise Anadolu da Karadeniz topraklarına yönelerek Samsun Ordu, Giresun’a yerleştikleri görülüyor. Tarihi kaynaklara göre İzmir’de bulundukları ve ardından Yunan medeniyeti ile savaştıkları ortaya çıkıyor. Bu olanların ardından Yunan kaynaklarında bahsedilmeye başlanıyor. Tam bir Türk göçebe hayatı ve kültürünü andırıyor. Sizlerin bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Sizce Amazon Kadınları Türk mü?
Kaynakça




2 yorum:

Tarihte Bugün 08/08/1915

Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı'na atandı.

İzleyiciler

Çeviri / Translation

EnglishFrenchGermanItalianPortugueseRussianSpanishTurkish

TELİF © Serhat Acar TÜM HAKLARI SAKLIDIR

( YORUMLARDA LİNK PAYLAŞMAYINIZ )